20.08.2009

festina lente*

Yavrim.
Telefonda kutlamakla olmadi hic. beceremedim.
yanimda olaydin da bi pasta neyim yapaydim sana.
ben de naciye nene'ye start veriyorum. kamil koc'la ankaraya gideriken.

ne guzel oturduk di mi parkta gecen gun.
sadece o 1 saat icin bile soyleyebilirim sunu:
iyiki dogmussun be ozgem.

(*yavaşça acele et.yeni mottomuz ossun mu bebeyim? internetten fotoraf da buldum bak bize hep hatırlatsın deyü.)

5.08.2009

mutlu son yokmuş.

dostum,
cok acaip olaylar olmakta.
işe başladım. iş mükemmel. temiz biyer varmış galiba. ve bir parçası olmaktan cok mutluyum. uzun uzun yüz yüze anlatmak isterim.
arınla sabahları cıkıp, portakal suyu ve simit alıp işe yürüyoruz. sonsuza dek mutlu yaşadılar hikayesi gibi di mi?
hayalim gerçek oldu, ama malesef, hayallerimdeki gibi değil.
uzun uzun anlatmak istiyorum. kısaca şöyle diyim: bi bok yedim ben. ve artık kafam allak bullak. hayatın hic de öngörülebilen, planlanabilen bişey olmadığı, cok garip bişekilde yüzüme vuruldu. cok daha farklı hissediyor ve düşünüyorum.
simdi, arın'a hissettiklerimi anlamaya calısıyorum. o his -herneyse-, üzerine öyle fazla şey örttmüşüz, öyle cok ağırlık koymuşuz ki bi daha kaldırıp bakamayalım diye, şimdi o ağırlıklar ve örtülerle uğrasıyorum. arın cok üzgün. dünyanın en iyi insanına bunu yapıyo olmak rezalet bişey. ama ben o ağırlıkları kaldırmak zorundayım, eğer orası zarar gördüyse cünkü, bi yalanı yaşamaya devam edemem. yani yalan da olsa, yine de devam etmek isterdim, ama artık cok geç.
cok acık yaz(a)mıyorum. yüzyüze konusabilmeyi dilerm. ama sanki buralardan bile anlıycaksın beni.
hayat cok garip özgem.
öpüyorm.