16.09.2009

sonunda. bi de hep geçermişiz yanından.


özgem. sonunda yazabiliyorum. doğru zamanı bekliyim derken ben sıktım naciye neneyi. eaah demiştir, silmiştir beni defterden.
baya yoğun çalışıyorum. vasıfsız işçiyim hala. bi projem olsa rahatlıycam, ama çıkamadı bir türlü. websitesini fln baştan yarattım. çeviriler yaptım. ne iş olsa yapıyorum. akşamları da bilgisayarı almayınca yanıma, sana yazmaya bi vakit olamadı.
hala evsizim. muratlarda kalıyorum. arada başka kimselerde. hala maaşım kesinleşmediği için adım atamıyorum hem, hem de sürekli fikrim değişiyo.
oda tutiym diyorum, gidip bakıyorum biyerlere, erasmus kafası oluyolar. bana gelmez bu yaştan sonra diyorum.
biriyle eve çıkıyım diyorum, esrayla bi hevesleniyoruz, hatta şaane bir ev buluyoruz, sonra esra vazgeçiyor.
tek başıma çıkıyım diyorum, sadece diyebiliyorum. param yok.
bayramdan sonraya kaldı anlıycaın yerleşik hayat.
yarın tatile cıkıyoruz muratla. izmire gidiyorum iş çıkışı. murat orda ztn. araba ve çadırla kuzey ege: assos, bozcaada, kazdağları, hatta çanakkale.
pek hevesliyim. birsürü fotoğraf çeker, koyarım buraya da.
hayatım boyunca bi araba tatili hayalim vardı, gerçek oluyo hayırlısıyla.
bugün de kadir gecesiymiş, dilekler diliyorum. hepimiz için.
bayram dönüşü burda olcaksın tahminimce, sivil sesler. gül yüzünü görcem. güzel olcak. umarım hava güzel olur, özge karakterleri güneşe daha çok yakışır çünkü.
iyiyim, mutluyum, bazen düşünceliyim. ama hayat doluyum, her anıyla.
güzel anlar var hep. yüzyüze konuşuruz.
esranın doğumgununu kutladık geçenlerde, esra, murat, ben. esra birazcık mutsuz gibiydi. keyfini yerine getirdik, o günden bir fotoğraf koyuyorum, cok güzel bir sokaktaydı yemek yediğimiz yer.
üstelik istiklalin dibindeymiş.
hep görmeden geçermişiz yanından. bisürü şey gibi.
öpüyorum.

4.09.2009

ruhumu havalandırdım, içimden rüzgar geçti:)

bebeem düşünmüşsün zaten vaktım yoktu hiç, hep aklımdaydı yoksa. ama bu süre zarfında boş durmadım. ilk olarak izmirde aileyi toparlamak için didindim bayaa, az da olsa bişeyleri değiştirebildim sanırım. sonra çok acayip bi 2gece 3 gün geçirdim. 44 m.lik kocaman bi yelkenliyle 8 kişi denize açıldık. kaptan yoktu. ekipte yelken yarışlarına falan katılan alaylı bi arkadaş ve emrahın kaptanlık kursuna birlikte gittiği bi arkadaşı ve emrah da işte okullu olarak hazır ve de nazır bulunuyordu. biz de az miçoluk yapmadık ama. zaten yelkenli öyle bişeymiş ki çok nadir sakinliyo. sürekli bi hareket. alesta tremola:) yeni bi söz öbeğiyle daha karşınızdayım.alesta hazır demek, rüzgara ve manevralara göre yelkenin yönünü değiştiriyosun ama yelken büyük rüzgar güçlü bu nedenle çok hızlı olmak gerek ve bayaa güç gerektiriyo.basitçe teknenin iki tarafında makaralara var. kaptan bağırıyo alesta tremolaaa diye:) sonra iki kişi artık kim yakınsa bi makaranın başına iki kişi birine koşuyo. sonra iki gurup da teker teker alestaaa diye bağırıyo sonra kaptan tremolaa diye komut veriyo ve bi grup makaranın halatını serbest bırakırken diğer grup da kendi makaralarındaki halatı çekiyo. yelken olayı bayaa disiplin istiyo aslında mesela akşama doğru bi koya demirliyosun ve geceyi orda geçiriyosun.o süre içinde sabun deterjan kullanamıyosun. bulaşığını ya da elini yıkamak için açılman gerekiyo. deterjan ve sabunda organik vs. tatavalarından bildiğimiz kimyasalları kullanamaıosun. bi de neta diye bişey var. açılmadan önce netaa diye bağırılıyo. neta da düzenli tertipli demek sanırım. herşeyi kaldırıyosun. zaten heryer eşyaların düşüp devrilmemesi için ayarlanmış. fırın ve üstündeki ocak mesela çok komikti:) sallanıyodu bildiğin salıncak gibi yapmışlar. neyse işte neta diyince de gerek eşyalar gerek yelkenlerin zibilyon tane halatı düzenleniyo kaldırılıo falan. tabi bi yerden sonra(ki iki günde nasıl oldu bilmiyorum ama:)alışıyosun. yelkenli yan yatmış sallana sallana giderken düşermiyim eder miyim demeden fosur fosur kenarda köşede uyuduğum da oldu.4 kamarası var ama aşağı inemiyosun resmen çok garip bişey saniyesinde miden bulanıyo. bazılarının bulanmazmış şans işte. ilkönce niye geldim buraya falan dedim bayaa bi, vicdan azabı vs. sonra dedim ki ulan madem geldin tadını çıkar, zaten iki gün sonra yine aynı bokun içindesin. en güzel anı şuydu. koca denizin ortasında rüzgar,çay koyduk sallana sallana içiorum bi de yanıma küçük pensi götürdüm. ruhumun içinden rüzgar geçti resmen yelken direklerine astım havalandırdım ruhumu.fotoğraf ekleyemedim eklerim en yakın zamanda sonra işte şu stgm işleri bayaa bi yordu ama deydi sanırım sana son olarak bi link göndericem bak bakalım:)
http://www.sivilsesler.org/