27.02.2009

brek brek

dostum:) o kadar acaip icraatlarla geldiğim söylenemez.
en son ankara üniv. de bi grafik tasarım hocasıyla konuşmaya gidiyodum o gün. onun bi dersini takip edicem. bakalım nolucak. sonra işte bu gün de hacettepden bi grafik hocası animasyon dersleri veriomuş bakalım. onla görüşmeye gidicem. olm çok güzel ya beş kuruş vermiosun. not kasıntısı yaşamıosun istediin üniv. de istediin derste takılıosun.bu arada çzel öğrencilikle ilgili bi bilgi veriim sana:ankara üni. de özel öğrenci olmak için kredi başına 40 lira(bi ders genelde 2 kredi),hacettepede de 60 lira. peki ya bizim okulda?odtü de kredi başına 200lira istiolar bi ders 600lira. var mıdır böle bişey.bence varsa bile olmamalı. neyse dostum. bunun dışında film icraatları sürüo ama onları önceden haber vermicem sana. hele bi yapalım da. onun dışında geçen gün tahir hocayla konuşmaya gittim. sanatta akımlar dersi için. iyi bi ders diil dedi. bayaa bi konuştuk bi,bi buçuk saat falan. eğlenceliydi.biraz da yorucu. onun dışında işte dün ersan ocak falan !f atölyelerinden birini yapıolar. biliosundur film çekmek ne menem bi iştir die. ona gittim dün kurstan sora. bugün de var göt atmazsam gideceğimdir bebeğim.
hıı bi de not.
ps.007 bugün bi yere gitmek yada den dönmek amacın olmaksızın 10dk. öölesine yürüosun.

meraktayım.

dostum. topaç teyzeni ihmal ediyorsun. anlıyorum bomba gibi bi icraatla gelceksin, benim günlük formatı haline getirdiğiim mükemmel conceptimizi toparlayacaksın. fekat, giriyorum bakıyorum, ses seda yok.
hadi ulan!
(yarın akşam ya da en geç pazar sabahı ben de şahane icraatlarla geleceim. merak uyandıraym hemen.)

24.02.2009

yorum yap diye bişey yokmuş lan. galiba biz yazarız ya ondan yapamıyoruz. dışardakiler yapabiliyo. ozmn kısaca öyle senin yazdıkların hakkında rispons vereym.
cok sevindm lan animasyona başlamanıza. kelebek kanadı da dünyanın en komik şeyiymş.
gidiosun dimi düzenli olarak? hiç kaçırma. bi de özel ders girişimlerimize başlayalm. ilan hazırlayalm bugün yarın.
kar var di mi orda? skym burda hiç yağmıyo.
bi de: daha geçen gün bi ev yemekcisine gittik. yer elması aldm. herkes cok garip baktı. senin zottirik tarifinden sonra (senden bana son kalan ismine hala gülüyorum), nihaha dedim. kalp kalbe karşıdır, arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeymdir, birsürü klişe atasözüyle huzur buldum :)
gelince yaparsn şaane tarifini.
burnum akıyor!

olağanüstü halin sonu. planları uygulamaya gecirme vaktidir.

Dostum,
dün itibariyle, ifzin doneminin sonuna geldim. aslında cmt/pzr bitmis sayılırdı, ama oyle alışmısım ki, iş haline, insanlara vs, haftasonu boşluğa düştüm resmen. evde göt atıp durdum. ama sonra o halimi hic sevmediğimi hatırladım. ve hemen tmm lan işte, ankarada konustuumuz donem bu; başlıyor dedim!
iş yapmak çok iyi geldi, neye ihtiyacım olduğunu gördüm aslında. hareket. hakkaten önemliymiş. yeni insanlarla konuşmak. biz durarak herşeyi sıkıcı hale getirmişiz. sosyallikten de kaçınca, evde kendi kendime iyce kurmaya başlamışm. arınla da konuşmamışız hiç. o yüzden, günlerce film tartışmak, beraber sorunlar çözmek vs, iyi geldi. bu yolda devam edeceim.
sen de bi an once boyle bi is bulmalısn. cünkü tahmin ettiinden cok daha iyi geliyo boyle hareket halinde ve sosyal olmak. yani belki sansım yeni tanıstıım herkesin cok iyi olmasıydı, farklı seyler hatırlatıyolardı bana vs, ama yine de: doğru sosyallik ve dozunda bir hareket, galiba bize gereken bu. bir sürü hikayem var insanlarla fln ilgili, ama anılar session yapmayayım derim.
Sana icraat gündemimi suniym onun yerine:
dünden itibaren, nesranın yeni hayatı offişili başladı sayıyorum. bi kere okula gittim. cok ozlemism insanları fln. dersime girdim sonunda. aldıım ders cok güzel: kutsal,kurban ve modernite 2. yeni zaman kutsallığı. insan hayatının anlamsız kutsallığı. herkesin kurban olması öte yandan. ve bu kurbanları örneğin medya aracığıyla uzaktan gözetleyip aşırı duygusal tepkiler vermemiz. ama biyandan da katliamlar yapabilmemiz.
arendt'in insanlık durumu yani. ztn genelde arendt'ten gitcez. bi de tabi niçe, fuko, agamben.
!f boyunca dooru düzgün sinemaya gidemediimden, dün ek gösterimlere gittm. "TOKYO!"'ya. biyerden edin, ya da belki ankara !f'e geliyodur. hastası olursun. tokyoyla ilgili 3 film. ve bi tanesi: michel gondry! ve her zmnki gibi en iyi!
hıı, bi de psikologa gittm dün aylar snora. tüm olan biteni anlattm. ankara, !fzin, sen, annem, kararlar, hayat, arin vs.
o da cok iyi geldi aslında. cok destekledi "hareket" planımı. blogumuzdan bile bahsettim.
bi de şey; pazar günü şöyle bi olay oldu. annemin bir tuğrul abisi vardı hatırlar mısın; bu reiki tayfasından. biz arınla pek severdik, göbekli buda gibi biri fln diye anlatırdık. cuma günü, motosiklet kazasında vefat etmiş. 36 yaşında, karısı 7bucuk aylık hamile. yıkıldık. annem cok kötüydü. bi yandan feysbukta gruplar açılır, o şimdi 5.boyutta diye, bi yandan ulan çocuk istemişti bu adam senelerce!
çok kafa karıştırıcıydı ama. bi yandan ulan tuğrul abi! ne alaka diyosun. bi yandan da adam hakkaten biraz buda gibiydi, varmıdr lan böyle mistik durumlar diyosun.
ama cenazede insanlar "tuğrulla konuştum üzülmeyin diyo" gibi şeyler anlatınca, duruma da yabancılaşıosun. sktrin abi diyesin geliyo.
neyse ama, eyüp camiinde cenazesi vardı pazar. annem de geldi. cok güzel biyermiş eyüp. sonra eyüp mezarlıına haliç manzaralı mükemmel biyere defnedildi. ben cok aaladım durdum, ama tam defnedilirken, imam sacma sapan kuran okurken (olm ben bu kuran okuma muabbetini hic dinlememisim, devlet büyüklerimize komutanlarımıza vatanımıza vs diye konusup durdu) bi rüzgar cıktı, bi güneş açtı. ben imamın bu "komutanlarımıza amin" dedirtmesine güldüm fln, karşıda haliç. böyle bir ferahladım. hatta herkes ferahladı. bi acaip bi durum oldu. sonra yürüye yürüye indik mezarlıktan. eyüpte salep içtik. görüşürüz tuğrul abi dedik. böyle bi garipti. sanki sonra kimse üzülmedi gibi.
o an dedim, ulan hakkaten var galiba bi durumlar.
ama bilemiorum hiç. kafam hep karışık. yine de garip olayların olduğu bi dünya burası.
bu arada, şu an bu msjı, pembe ısıtıcım ve tuvalet kaatlarıyla yazıyorum. çünkü günlerce yaamurun ayazın altında gezdim, bana bişey olmaz dedim. delicesine grip oldum.
neyse bebeeym, i'm back. hergün burdaym.
bu arada blog.ifistanbul.com'dan 10.sayıya bak, esrayla yazımız var bitane.
bi de, böyle yazıyoruz yazıyoruz ama soora birbirimizn yazdıklrına yorum yapamıyoruz ya, çünkü anlatcak bisürü şey oluyo. böyle msjların altında yorum yap bölümü var. oraya yazalım bişeyler.
biraz daha arttıralm keep in touch durumunu.
özledm lan.
ama 12martta geliyorum, duyrulur:)
hadin selametle!

22.02.2009

zottirik yemek tarifi (tarifi imkansız duygular)

hıı bi de bugün emrahla bi yemek ve bizzat kendimle bi brownie yaptım. benim için büyük insanlık için zottirik bi adım. ama ikisi de şahane oldu. ikisi de gayet kolay oldu. belki bi gün faidesi dokanır die. tarif neyim veriyorum burdan.
yemek: senden bana son kalan(bu yemeğin ismi)(şair burda buzdolabına seslenmekte)
dolapta bi adet kereviz
bi adet patates.
biraz bezelye konservesi
bir sürü de yer elması vardı(sanırım evde benim dışımda yer elmasına hiç kimse pirim vermediği için sayıca çoktular)(allaa dipnot girmeye dayanaman)(bu arada yer elmasını alıosun yıkayıp soyuyosun sora da kütür kütür yiyosun. allaahım bi kestane, bi yer elması bi de soya fasülyesidir şu dünyada aradığım lezzetler)(bebek damağı)(bi parantez daha açarsam bebek dimağı)
neyse bi tane de domates
bi iki diş de sarmısak vardı.
sonuçta salça(burad önemli olan salçayı(yaa allaam yemek tarifi blogları açan kadınlara döndüm. burdan hepinize seslenmek istiyorum "sizi anlıyorum") çok az bi suyla karıştırıp tenceredeki zeytin yağı kızmadan içine atmak. sora doğradığın herşeyi,yer elması 3 tane bu arada, tencereye koyuyosun.üstünde kettle da kaynattığın sıcak su ve tuz koyuyosun(tuzu kaynatmıosun(hayııırr allahım nooluyo bana)) kaynıo afietle yiyosun
yavrum brownie yi anlatacak mecalim kalmadı.blogcu teyzelerden birine bakıver. si yu darling.

ilk çizgi animasyon :top sektiribiliurum.

dostum
son haberleri geçiyorum. bacıl filmde oynamayı kabul etti.bi yandan story board çalışmaları içerisindeyim.nasıl olur nasıl eder die kafa patlatmadayım. diğer yandansa kursta raf animasyona başladık dün itibariyle. yanımda olaydı da ilk çizgi animasyon denememi gönderseydim sana. zıplayan bir adet top. ders akşam 6.30da insanlar işinden gücünden eve dönerken başlıyo.kurs boş nerdeyse, hava karanlık.hoca bişeyler anlattı. kelebek kanadı kelebek kanadı diyip diyip masaya vurumaya başladı. hah dedim tam olduk lynch filmi:) ama bu bayaa bi sürdü adam en az 20 defa kelebek kanadı diyip masaya vurmuştur.ben şaşkınlık içinde hocam nooluyo diyebildim sadece.meğersem kelebek kanadını demek 1sn. sürüomuş. okulda onlara böle zaman çizelgesi yapmayı öğretmişler.o an rahatlamam gerekse de kursun gelecek günlerinde olacaklar için endişelenmeye başladım. bi süğre sonra beni ışıklı masanın önüne oturttu zıplayıp giden top çiz dedi. odtü de yaz okulundaki desen dersinin ilk günü ilk çizimde önümüze bi tors koyup çizin demişlerdi. ben panikle karışık bi şaşkınlık ve korku içinde neyi çizicem allahım nasıl çizicem die bunalımlara zerk olmuştum. aynı şey dün de oldu. aynı panik ve korku. adam bi de animasyonu öğrenene kadar ışıklı masanın ışığını açmıycaz dedi.ne çizdiğimi görebiliyorum ne bişey. o an dedim animasyon benim için şu dakka bitmiştir arkadaş. sonra ya sabır die çizmeye başladım yaklaşık 40 tane top çizdikten sonra tabi ki 1 -2 sn lik bi görüntü elde etmiş bulundum.en ufak bi fikrim yok ne çıkıcaı konusunda. hoca zaman dio kelebek kanadı dio. en sonunda hocam dedim benim zaman memfumum yok, nasıl olucak bu iş. olur olur herşey olur gibisinden bişeyler söledi(inside joke:) ehehee. neyse efgendim sora fotolarını çekip bilgisayara aktarınca bi oynattı. nasıl sevindim hakketten güzel olmuş. 2 sn. miki saniye taam lan dedim olucak bu iş. böle ne hayaler kuruyorum şunu yaparım bunu yaparım. eninde sonunda bi top çizmişsin ama sonuçta o panik halini atlatmıştım. böle de bi maceram var anlatmak istedim:)

19.02.2009

"beenmektekteym"

ekulibiriyorum.

sabah coşkusu tenks to the senaryo.

Dostum, senaryonu okuyup hemen hatırlamıştım. Çok beenmekteydim bu fikri, hala da çok beenmektekteym. Hazırlıklarını alet edevatını toparla. herşeyi etraflıca düşün. çekimlere yardıma geliyorum!
ALLAAAAAHH :)
(şaane olm şaanesinn)

17.02.2009

otoriteyle ve sistemle imtihan.(geri dönmüştüm)

dostum, sırf senaryonu okuyabileyim diye 8bucuğa saat kurdum. Fakat mail cevapla fln derken, 8.50 yaptım saati. 15 dk içinde evden çıkacağım. Gün içinde okuyabilmeyi diliyorum.
Acaip yoğun çalışıoruz, tahmin edemezsin. Baskıya koş dağıtıma koş. Çok komiğiz ama. Sürekli bir aksilik, bir gerginlik. Ama bir yandan da eğlence, hoş sohbet, güzel anılar. !f, dünyanin en kötü festivaliymiş. Başında bir kadın var, cadaloz-prenses, Nil Karaibrahimgil'in 35 yaşındaki hali gibi birşey, RTÜK gibi dikildi başımıza. Sürekli yazılara karışıyor, bir proof reader atadı, onun aracılığıyla. Olmadı bizzat kendisi.
Hergün başka bir kriz yaşıyoruz. Dün çok güzel bir sayı çıkardık. festivalin blog'undan bir bak. Fakat; o kadar çok sansüre uğradık ki. direndik direndik ama en sonunda sindirildik. Close-up Kurdistan diye bir film vardı, onunla ilgili yazmıştık, ama festival kataloga adını "close-up Kurds" diye yazmış. Biz dedik ki, filmin gerçek ismini yazalım. Telefonlar üzerine telefonlar geldi. Bir de arkada, rainbow focus'u var. Ona da bir sürü laf geldi fln.
Çok acaipler. Hesapta bağımsızız, hesapta "bağımsız" filmler festivali. Kadın, öyle bir marka/festival yaptığına inanmış ki, o ismin altında geçen herşeyin yüzde yüz onun kontrolunde olmasına çalışıyor. Ondan sonra nerede kaldı senin "bağımsız" vurgun, efendm, böyle filmler göstermen fln. Gösteriş herşey.
Neyse, valla çok eğitici.
Şimdi hazırlanıp ofisime gitme vakti, tek vaktinde gidebilen benim, anahtar bende duruyo :)
Öpüyorum yavrucm.
Bugün senaryona yorumlarla geleceim kısmetse.

15.02.2009

bekleyis(sartre`in kemikleri sizlar valla)

dostum sen cok yogunsun galiba.yine de taslakla ilgili goruslerini beklemekteyim. bi ara bulursan bi bakiver. kisa bisey zaten. icraatin icinden pek bisey yok bende ama anladiim kadariyla sen bi aralik bulup da yazarsan cok acaip icraatlarla geliceksin:) bi kac resim. karda gece yuruyusu ve sarkilar söylemek.ben var bunlari yapmis olmak.hic yoktan iyidir.hii bi de beyhani bana ciplak modellik yapmasi icin ikna cabalarim da yok diil tabi.

14.02.2009

gmail

gmail

iş kadını olmak. ertesi gün.

dostum, hatırlayamadım senaryonu tam. bana bir uzunca yaz. öyle yapayım yorumlarını. ama çok sevindim icraatin içinden seslenmene. Biz acaip yogun calısıoruz, sürekli de aksilikler oluyo. kriz yönetimiyle geçiyor ömrüm. ama hakkaten mutluyum. herkes çok iyi. çok eğleniyoruz. beraberce sorunları çözüyoruz vs. festival yönetimi çok boktan mesela. bağımsız bir iş yapmaya çalışırken sürekli intervention çabasındalar. yani, kapitalist patronunun altında sevdiğin işi yapmaya benziyor. ama ztn, bundan kaçış yok, hep konuştuğumuz şey.
Bir de yani egosal bir şey belki, ama böyle sorunları çözebildiğimi, aslında iyi çalıştığımı fln görüyorum. ulan diyorum, aslında ben kalkarım birsürü şeyin altından.
bir de surat asmamaya çalışıyorum, eşşek kadar ofisimize yazdırdım:
"No Resentment!", diye.

13.02.2009

icraatın içinden:4 yıl önceki elini tutmak

yavrum en sonunda 4 yıllık fikir için çemçük de olsa somut bir adım atmış bulunmaktayım. sana dravdan bi senaryo ve yalandan bir story board yansıması gönderdim gmailine. en primitive haliyle. hayata dair çoğu düşüncem değişmiş olsa da. artık senaryo beni eskisi gibi heyecanlandırmasa da 4 yıl boyunca kafamın içinde gıdım gıdım evrildiğini farketmek ve aslında yılların resenmentını yok etmek güzel.bi bak fikrini söyle eleştir, her açıdan aklına gelen herşeyi söyle. çünkü çoğu yerde çok kararsızım. sanki 4 yıl öncesinin krpotkalının fikrini 4 yıl sonra düzeltmeye ve o zamanki çocuğun içinde kalmasın diye elinden tutmaya çalışıyormuşum gibi bi his var içimde:) bir nevi zamanda yolculuk. allaaa şu an aklıma bi fikir geldi art by chance için :) ooyee beybeeee. bu arada siteye sen de gir
www.artbychance.org

12.02.2009

dönüs

yavrum istanbul`dan yeni döndüm. kaldigim her ev gelecek alternatiflerinin bi prototipi gibiydi. birlikte yasam, sevgilinle yasam, arkadalarla yasam, kardesinle yasam, kardesinle ve onun esiyle yasam:) bugun dondum. yolda otobüs arizalandi 10 saatte geldim. simdi ustumde istanbul yorgunluguyla evdeyim.dönüsüm muhtesem olacak.
ps. gazetenin tasarimini gordum gayet iyi olmus. ayrica consantration camplarin kapilarinda da "arbeit macht frei" yaziyodu:) bi bildikleri varmis demek ki

nerelerdesin kadın.

http://www.ifistanbul.com/blog/files/fzine2.pdf

(link ekleyemiyorum ben direk, nedendir acep?)

iş kadını olmak.


Dostum, atölyemiz başladı. benim oolan, ilk sayinin son tasarimini yapiyir su an. bitsin, koyacaim buraya.
tum gun calistik. birsuru aksilik, bir suru yorgunluk. ama biryandan da oldukca eglenceli. tum gun, yahu boyle guzel bir ofisimiz olsa, guzel insanlarla, ne guzel hayatımız olur. hergun mutlu gelirsin işe diye dusundum.
iş yapmak güzeldir.
neredeyse çalışmak özgürleştirir diyeceim, korkuyorum.
kisisel gelisim programımızı ve haberlerini bekliyorum.

11.02.2009

hakkaten birşeyler deişmiş bile.

dostum, hallederiz otobüs parasını. yine gelceksin ya ne de olsa. işlerimiz var :)
biz de dün, !fzinle uğraştik durduk butun gun. ama gercekten çalışmayı seviyorum, umarim hep boyle gider. !f'deki insanlara kıl olabiliyoruz bazen. ama şunu fark ettim, oyle kufredip durursak, kendimizi için birşey yapmak yerine bir iş yapıyo olduumuzu düşüncez. o yüzden her seferinde kendime "no resentment!" diyorum, thanks to niçe and us. herkese de soyledim. boyle kizginliklarinizi bana söylemeyin, ben boyle calisamam, dedim. artistim de çok bunu soylerken.
benim oolanla da uzuuun uzuuun konustuk. neredeyse kafamda ne var ne yok, toparlayip (topaçlayıp) anlattım. cok güzel oldu. artik bunca lafın icraatini gormek gerek. ona da basladik sayilir. ama daha devami gelmeli.
kitabı vermeyi unutmussun. o yüzden sana gorev: arada oradaki programlardan birini secip, nesra, bugün işte atıyorum otobüste bağıracağız gibi burdan yazcaksin. soora da konusuruz hakkinda programiminizin :)
en iyiyiz! (gazgazgazgaz.)

10.02.2009

çocukluğunun kendi kendine büyüdüğünü görmek

yavrum bugün eski çocukluk arkadaşları buluşması vardı. duygusal anlar. birini(merve) işinde ziyaret ettik.evinin anahtarını alıp önceden gittik evine.web tasarımı şirketinde çalışıyomuş kerata. bana bi web sitesi yapıcak. çok acaip oldum. evini falan gördüm. ordan yazıyorum bu yazıyı da. yine duygusal anlar. kimseden para almadan kendi kendine çalışarak kurmuş evini.stüdyo daire ikea faktörü.sizin evdeki lambanın aynısı var:) muhtemelen stoklar tükenmezse benim yeni evde de olucak:) bu arada yeni aklıma geldi o otobüs parası nolucak.unuttuk gitti onu. nasıl yapalım? bu arada en güzel an 4 kişilik david lynch tarzı diş fırçalama ve koridor sergisi eleştirisiydi.çok mutlu oldum olm. bundan sonra hep gelicem yine gelicem.çok seviyorum olm seni.

8.02.2009

yancılıktan bugünlere

şuur açma aparatı:yavrum mailde yazdığım gibi ayarları değiştirdim ben(gmail) artık yancılıktan yöneticiliğe terfi ettin. ya işte nesram insan oğlu kuş misali. istanbulda fırtına vardı. bi de ütü buharı, saç kurutma makinesinin sesi ve bizimkilerin jeneriği de olsaydı tam pazar günü combosu yaşanıcaktı. anlatıcak edecek bişeyim yok. lakin o hint reklamı acaba araba yapan hintliler mi ki. aman neyse bakıyorum şimdi linke. sıkıntı yok:)

rispons verme ihtiyacı.

margo'ya yazdığın mailde gördüm. hayırlısı diyelim. zaten hayır gelmezmiş böyle birinden. başka erasmus bulursunuz, erasmusun sonu yok ne de olsa.
annemin çantası otostop çektiği arabadaymış. rahat bir nefes aldık.
bugüne dair anlatcak pek birşey yok maalesef. babamlara ev baktık. şimdi evdeyim. nisimasa işleri. bu arada, bugün pack shot adlı programda mükemmel hint reklamları izledim. örnek bir tanesi:
http://www.metacafe.com/watch/2144569/pepsi_indian_commercial/" (link veremiyorum ben nieyse, blog'a yalnızca yanladigim icin sanirm, birsuru ayricalik senin elinde.)
en begendigimi bulamadm maalesef. yarin anlatırm. hepsi birer genius eseri.

yarin sabah mantıklı bir saatte rahatsiz edececeim. su saatte bulusalim diye. belki !f ofisine gitmem gerekebilir. neyse gelirsin sen de.
gereksiz bir yazi.
fakat iyidir hic yazmamaktan.

predictabııll

yavrum benim de işler tökezledi. ev arkadaşımız olucak alman oğlan bizden cevap alamayınca başkasını bulmuş. çok istiyomuş aslında bizle oturmak falan filan.mail atmıştım tabi ki de. şimdi tekrar ilan ver, gelen ilanlara bak, beyhan armudun sapıyla üzümün çöpünü düzenli aralıklarla ve hijyenik bi ortamda ayırsın die bekle.sabah sabah pis elektrikle doldum.

7.02.2009

yalandan flaneur ayakları:gezenti


yavrum dün kafam çok güzeldi yazarken. neyse, benim de başıma çok gelirdi ya böle lemony snickets talihsiz serüvenler silsilesi. yavrum çok can sıkıcı olmuş; ama, bence komşunun arabada olma ihtimali çok yüksek. neyse moralini bozma. bu arada saat işini hallettim istanbulun saat dilimine ayarladım bizimki pasifik saat dilimine ayarlıymış. o zaman ben bugün ki aktivite dökümüne geçeyim. çok bişey yapmamakla birlikte sabah dokuzdan beridir istiklal'de geziyorum.sürtüyorum. adeta bir flaneur oldum bacım allah seni inandırsın.yeni geldim eve. ağır geldi fazla geldi resmen insan kalabalığı. yağmura yakalandım. sonra ada diye bi cafeye oturdum kitap okudum kavemi içtim. aslılarla buluştum.ama her zamanki ara sokaklar kurtarıcım oldu.ritim diye bi yere gittik balık pazarının orda. sen biliosundur gerçi. ama bilmiyosan aklında bulunsun, çok ucuz olm. bira+su 3 lira:) yemekler keza öle midye tava 3 lira falan. bi de ara sokaklardan birinde sen kesin görmüşsündür, görmediysen diye duvarda çok eğlenceli bi tipin fotoğrafını gönderiyorum.

unpredictaabıl.

herşey çok guzel olacak, önce şunu yapacağız, sonra şunu, vs hayallerinden sonra, bugün, oyle seyler oldu ki dostum, hayat sanki şöyle diyordu:
herşey hiç bir zaman hayal ettiğin gibi olmayacak, istediğin kadar planlar yap, kendi hayatının kontrolunu eline almaya cabala, beklenmedik olaylarla her zaman karşında olacağım! (belki de yanımdadır.)
sabah, babamda uyandım. geç kaldım, daha birsuru işim var diyerek kahvaltı bile etmeden evden fırladım. arabaya bindim. ve benzin bitmişti. köskös geri dönüp, kahvaltımı ederken, annem, gazla calısan bir arabada benzin bitmesinin tehlikelerinden bir demeç vererek "oraya geliyorum, kıpırdamayın!" dedi. tamirci cagırdık, yalnizca benzin koydu, adama bunun icin para odedik. fakat tam odiycektik ki sunu farkettik: annem cantasini evde unutmustu. araba tamir oldu, hizla eve donduk; çünkü tamirciye hemen parasini vermeliydik. annem yukarı cıktı ve farketti ki çantası evde de yok. benim yanıma gelmek için siteden birinin arabasına otostop çekmiş, ya orada unuttu, ya da yolda hünerli bir kapkaçcının marifeti. şu an evde, bunu yaziyorum, hicbirşey yapamıyoruz. kredikartlarını teker teker kapattırdık. oysaki nesra'nın "yeni hayat"'daki planı şuydu sabah kalktığında:
-evden çık.
-anneni ananeni al.
-pazar gidip ucuza bir suru alışveriş yap.
-pazardan dönünce spora git.
-akşam babana geri dön.

bu da bize ders olsun.

genişlikte gitmek(başlık şiirsel diil olm)


icraatın içinden:) iyisin adamım.

dostum mailimde buldum. Olay kitre bebek.adres de şu http://www.nimetdolls.com/

bu gün gökyüzünün büyüklüğünün muhteşemliğini düşündüm bütün bi yol boyunca,izledim. yıldızlar.gökyüzü. astronomi. o boşluğun içine babil kulesini yapmak.gökyüzüne merdiven dayamak. gece göğün aksinin düştüğü su dolu havuzlar. kara tahta.elma kurdu.hayaller. böle böel gitti. otobüsün camından koskoca bi gökyüzünün üstünde saatler boyunca acaip acaip olaylar, yaratıklar, resimler, cizgiler, hikayeler izledim.Bu yüzden yolda çektiğim bi fotografı göstericem. fotoraftan tabi bu bahsettikelrim görünmüyo sen boşlukları doldurursun

bi de en güzeli aniden gitmektir bu günü güzelleştiren.

6.02.2009

icraat.

http://istanbul.ozelders.com/viewprofile.asp?tutorid=33032&level=-1&startind=0&keyword=&catid=3&scatid=0&cid=34&tid=0&hfmin=0&hfmax=3&g=0<home=1&lshome=1&lshall=1&certified=0

iyimserlik kafaları, toprağa basmak.



dostum. seni bıraktıktan sonra, huzurlu bir araba yolculuğunda şöyle bir şarkı çalmaya başladı:
"it's a new day, sun is shining bırbırbır."
bu da işaretlerden bir başkası olmalı, dedim hemen.
biz bu işi yapacaız.
hayatımızı değiştiriyoruz.
bi de; hayat güzel lan.
pzt görüşürüz yavrum.
bu arada:
mısır koçanı teyzeyi bulamadm. mailine bir bakarsın.
bu da yazın gideceğimiz ekolojik çiftliklerin sitesi:
http://www.bugday.org/tatuta/
güzel seçenekler var. ustteki haritada, ciftliklerin yerleri isaretlenmis.
once yere karar verelim :)
bazıları gönüllü kabul etmiyo. ama birçoğu gönüllü alıyo.
karar verip başvuralım.
pzt. 11.10'da taksimde görüşürüz :)

günün anlam ve önemi.

1. dandik dizi dexter'dan kipertmek.
2. ilişki kombosu.
3. boşdurma koştur. (boşdurmak hoştur.)
4. 202/5 doğalgaz kafası.

5. b12 faktörü.

6. sürekli tuvalete gitmek.
7. iyiyiz adamım.

8. hayat gailesi.

9. resentment'a hayır!
10. fesleğenli çiçekli balkonumuzda oturmakla, egzoz dumanlı yollarda yürümenin aynı olması gibi.