29.04.2009

yeni arkadaşım anti depresyan.




sevgili topaç teyze,
uzun süredir vakit ayıramadım sana. kusura bakma. meşguldüm diycem ama, pek de meşgul olmam ya ben, neyse.
Şu an sana bir otobüsün rahat koltuğundan yazıyorum. Artık şehirlerarası otobüslerde bile internete girilebiliyor, teyzeciğim. Dünya çok değişti.
Yolculuk Ankara'ya. yanına geliyorum. 1 Mayıs'ı tatil ettiler teyzeciğim, ama benim gibi aktivist olamamış gençler işte böyle tatillerden faydalanıp annelerinin kucağına koşuyor.
Oi va Voi dinliyorum yeniden. Pek güzel.
Benden pek haber yok sanırım. En son Cuma yazmışım sana, cmt İhsan Oktay Anar Sempozyumuna katıldım. Söyleşilerden Ezel Akay'ın konuşması güzeldi. Baya akıllı ve iyi bi adammış meğersem. Fakat dışarıda sergiler, resimler, minik heykeller fln vardı. İhsan'ın hayali Osmanlısında gibiydik. Güzeldi çok.
Pazar ve pzt günleri de tatil havasında mutlu mesut geçti. Fekat Salı gecesinden itibaren -çünkü salı günü psikolog'a gitmiştim ve toz kaldırmıştık yeniden- depresif mod tekrar ortaya çıktı. Ankara'da görüşürz, uzunca anlatırım, fakat belki de konuşmak istemem, o yüzden, şöyle söyliyim:
geçen hafta psikolog, ben seninle hep gündelik hayatındaki sorunları es geçip onların kaynağına inmek için çalıştım, fakat sanırm bu sana iyi gelmedi, (çünkü beynimdeki tilkiler ve bunun hayatıma yansımaları aynen devam ediyor) sanıyorum başka şekilde ilerlemeliyiz dedi ve okulun çok iyi bir psikiyatristi olduğunu ondan randevu almamı salık verdi. Ben bunun üzerine düşündüm de düşündüm, kendi kendime sorunlarımı sadece sorun gibi görüp üzerine davranışcı bişekilde gidip, çözerim dedim. randevu almadım.
fakat gördüm ki pek de olmadı. Dün gidince de kadın "randevu almamışsın, gerekli olduğunu düşünmesem yönlendirmezdim" dedi ve randevumu aldı.
Kafam karışık, ama sanırım deneyeceğim. Çünkü çikolataya, sigaraya, içkiye bile aynı muamele yapıyoruz, bi bakmakta yarar var.
Çünkü biraz psikanalitik ilerliyoruz, ve seanslardan sonra iyce canım sıkılıyo, boktan oluyorum, ve buyzden de seanslardan da kaçmaya başladım son dönemde.
neyse işte, bu da böyle bişey.
iyi gelebilir belki de. ilişkimi bile bok etmeye, melek gibi olan sevgilimi bile sinirli bir insan haline getirmey başladım. kendi kendime verdiğim sözler, umutlar, yerine getiremediğmi sürece 2kat umutsuzluk olarak bana geri dönüyor. (mehter marşının 1 ileri 2 gerisi gibi düşün)
bi deneyelim bakalım.
uzun uzun konuşmayı diliyorum geldiğimde. ama yine bisürü koşturma olcak gibi bi his.
annemle belki bi gün çamlıya kaçarız dedik. o zmn belki sen de gelirsin?

bu arada şu dedetepe çiftliği vardı ya, buna başvuralım mı?
yüzyüze buluştuumuzda tarihimizi de belirleriz.
bu arada vaktiiz olursa masal kitabevine de gidermiyiz?
bi de hastası oldum o oyunun. cok acaipmiş.
bi de benim de dombili olmama ramak var.
mayısta rejime başlıyorum :)
burdan rejm takvimi de yapalım da tam olsun.
blog'umuzun rengini de pembe yaparız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder