25.03.2009

life is movement, movement is life.

Dostum,
döndüm evime. bissuru sey var anlatcak. nerden baslasam bilemiyorum. yüzyüze daha çok anlatırm, şöyle bir özet:
guzel gecti, tabii bisuru sey yapamadım, bisuru yer goremedm. ama kafam rahattı, tekrar gelirm dedim, keyfini cıkarmayı denedim.
sıkıcı bi toplantıydı tabi, sabahtan aksama hep aynı odada, konus dur. ama nisimasa neymis gormus oldum, tum finans meseleleriyle, kararlarıyla, guzel/kötü projeleriyle. bikac projeyi oldukca beğendim. bazılarıyla ilgili fikirler geldi aklıma. bikaçına dahil olurum gibi.
cok kucuk bi sehirdeydi toplantı, şehrin bi ucundan bi ucuna 15 dakikada yuruosun. ama garip bisekilde cok zengin. sarapları ve yemekleriyle ünlü. gastronomik kafalar. ama makarna yemekten baygınlık geldi. ve tabi rezil avrupa kahvaltıları. sekerli sekerli.
en güzel yanı, hava çok güzeldi. sürekli güneş vardı. çok mutlu oldum. buraya da gelse bahar.

toplantı bitince esrayla torinoya gittik.torino mütiş biyer. nehri var. nehir kenarında kocaman parkları. parklarda bisuru genç. top oynayanlar, içen/takılanlar, gitar çalanlar, top çevirenler. torinoda yaşayan arkadaşlarımız vardı, onlarla oturduk. çok güzel bi arkadaşlıkları var. çok etkilendim. acaip solcular. sürekli kafa yoruyolar. baya güzel bi hayat. onlar ve torino sayesinde italya şöyle bir resim çizdi kafamda (ki bu resim çok hatalı çünkü acaip faşist bi çok ülke aslında) güneş, bob dylan arka fon müziği, yeşillik, 68i hatırlatan gençlik, karlı dağlar, genişlik hissi. "başka bir dünya mümkün" hissiyatı yani.

torinoda hakkaten yaşanır. mükemmel bi sinema müzesi var. torinonun en güzel binasını sinema müzesi yapmışlar. gittiğim gün kapalıydı malesef. belki de bu yüzden, herkes sinemayla çok ilgili. şehre ve insanlara çok şey kazandırmış.

sonra, milanoya geçtim. oraya yakın lecco adlı şehirde, arının bi arkadaşında kaldım. orada bi üniversite var, türkiyeden bisürü insan master'a oraya gidiyo. herkes türk ve odtüden nerdeyse. göl var, çok güzel biyer. acaip sakin. göl kenarında yürümek, bisiklete binmek, çok şahanedir kesin. bir de alpler görünüyo. dağlar var hep arka fonda, çok garip bi his veriyo.

kaldığım evdeki herkes türk ve mühendisti. çok kibar ve iyi insanlardı. odtüdeki mühendislik hayatlarından cok farkı yoktu sanırm, bu açıdan neye niyet neye kısmet diye üzüldüm. bir de, öyle şeylerle karşılaşmış olacaklar ki, baya politiklerdi. faşizm, ayrımcılık vs düşmüyordu dillerinden. garip bi kırılma yaşanmış. bi yandan milliyetciliğin tehlikesini farketmişler, bence kürtlere ermenilere yapılanlar zalimce diyebiliyolar, ama biyandan da işte, "ilk uçan insan türktü" diyip gururlanıyorlar ya da milli maç sonrasında bayraklarla sokaklara çıkıyolar. ilginçti onları dinlemek.
Sonra da, döndüm evime. sevdiceime kavuştum. özlemişim çok. ama hemen yine gitme düşünceleri başladı tabi. çok güzeldi çünkü, böyle çok heycanlıydım, "ilk kez" bişeyler yapabiliyo, görebiliyo olduğum için çok şanslı hissettim. "şimdiye kadar yediğim en güzel dondurmayı yedim" gibi şeyler diyebildiğim için ne kadar şanslı olduğumu gördüm. ve hepimiz için daha böyle, bir suru şey var yapılcak. doktora planlarıyla döndüm. arınla beraber, dünyanın bir ucuna (yeni zelanda, avusturalya hatta amerika bile olabilr) başvurma hayalleri kurdum. arına söyleyince beklediğim tepkiyi alamadım tabi. moralim bozuluverdi hemen. ama herkes aynı rüyayı görmek zorunda diil. bişekilde çözüm bulunur. daha burdayız.
evime gelince, burdaki hayatıma ne kadar hoyrat davrandığımı tekrar gördüm. çiçekleri sulamayı unutmuştum aceleden, arın da sulamamış, kızdım ona tabi, ama asıl kendime kızdım. ölmek üzere bitanesi. özensiz davranıyomuşum kendime olduğu gibi evdeki ve çevredeki birsürü şeye de.
italyada dünyanın en enerjik insanı, evde yine kolunu kaldıramaz hale geldi. yorgunum da tabi normal ama, aslında üşeniyorum. bi de hava yine karanlık bugün.
lütfen biri beni durdursun artık.
birazdan okula gideceim. okulda neler olmus bi bakalm. haftaya baya zor bi sunumum var. ayrıca bu haftasonuna kadar mutlaka pilatese ve minyatürcü amcaya gitmeliym.
oy vermeye gelemeyeceim gibi görünüyo, sunum yüzünden. boktan bi durum. kime verceksin oyunu sen?
5nisanda iksv'de çalışmaya başlıyorum. adamlarla konuşmaya çalışcam, ama yoksa gönüllü çalışcam el mahkum. yine de çalışmak güzeldir inancım devam etmekte.
nisanın hayatımda bir dönüm noktası olmasını diliyorum. uzaktan burdaki hayatıma bakıp, herşeyi çok net görüp, kararlar alıp, sonra burda onları uygulamamaktan yoruldum artık. güneş benim için çok iyi bi ilaç. güneş ve hareketle bu işi çözeriz gibi.
dürt beni bebeyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder